Şevval Benkli
Animatör, İllüstratör, Öğrenci
04. 2024
2003 yılında Erzurum’da doğdum. Aslında üniversiteye kadar sanat ile ilgili bir bölüm okumak hiç aklımda yoktu, normal bir fen lisesinde bir sayılsalcıydım ama üniversite sınavı senemde başka bir yöne gitmeye karar verdim ve şimdi buradayım :). Yani aslında üniversiteye başladığımdan beri, üç yıldır, animasyonla uğraşıyorum.
Animasyona ilginiz ne şekilde başladı? Sizin için ne ifade ediyor ve bu mecrayı neden seçtiniz? Etkilendiğiniz, size hocalık yapan isimler oldu mu?
Animasyona ilgim ailem sayesinde başladı. Bizim evde gelenksel televizyon kanalları çok fazla izlenmezdi, küçüklüğümden beri babam ara sıra eve farklı animasyon filmlerin dvdlerini getirirdi ve oturup sabahtan akşama kadar elimdeki sayılı dvdyi tekrar tekrar izlerdim. Hala o filmleri izleyince bazen replikleri ezbere bildiğimi fark ederim :). Bu durum çocukluğumda biten bir süreç olmadı, annem ve babam da animasyon film izlemeye bayıldıkları için ben yetişkinliğe girerken bile hala ailecek oturup animasyon film izliyorduk birlikte. Bu şekilde başlayan animasyon sevgim, işin arkaplanını öğrenmeye başladıkça sürece dahil olma isteğine dönüştü.
Animasyon yapımında üstlendiğiniz görev nedir? Senarist, yönetmen, yapımcı, animatör, karakter tasarımcısı, …?
Şu an için arkadaşlarımla yaptığım öğrenci filmlerimizde her alandan azar azar yapmamız gerekiyor genelde, o yüzden bu soruya uzmanlığımı bulmuş gibi hissetmediğimden tek bir cevap veremiyorum, ama şimdilik :,)
Ne tip hikayeler anlatmayı seviyorsunuz, filmlerinizde temel bir tema ya da dert var mı? Bir filmi yapmaya, oluşumuna katkı sağlamaya sizi motive eden nedir?
Ben izlemeyi seveceğim, başkasında görsem etkileneceğim şeyler yapmaya çalışıyorum işlerimde. Beni çok etkileyen temaları hikayeleri düşünüp, kendimde bunları arıyorum. Kendi işlerimde duygulardan bahsetmeyi seviyorum, büyüme teması çok ilgimi çekiyor ve bunun hakkında düşünmeyi seviyorum. Çocukluk, gençlik anıları; bu temalar anlatmayı ve aynı zamanda izlemeyi, dinlemeyi sevdiğim şeyler. Bu üretim sürecinin beni motive eden yanı da aslında ya benim ya da çevremdeki insanların içinde bir yere dokunması, bir yarayı sarması ihtimali oluyor küçücük de olsa.
Kullandığınız özel bir teknik ya da stil var mı? Varsa nasıl oluştu, gelişti? Sizi en iyi ifade eden filminiz, çalışmanız?
Genellikle standard bir 2D animasyon tekniği ile ilerledim şu ana kadar, arkadaşlarımla veya kendim yaptığım öğrenci işlerimde. Ama önümdeki yıllarda kendi sesimi ve medyumumu bulmak için sabırsızlanıyorum doğrusu.
Filmlerinizde size en önemli unsur nedir? Senaryo, müzik, karakter tasarımı seslendirme, görsel dünya, …?
Ben küçüklüğümden beri müzikle uğraşıyorum ve hayatımda kocaman bir yeri var müziğin, o yüzden bu soruya objektif bakamayarak müzik demek istiyorum. Bir film izlerken, ortalama bir senaryoya, olay örgüsüne sahip olsa bile; estetik görüntüler ve en önemlisi harika bir müzik sunulduğunda bana, geri kalan her şeyi unutup filmin büyüsüne kapılıyorum. Bir filmin benimle iletişim kurmasının en kolay yolu müzik oluyor genelde. Kendim de bu unsuru kullanmayı seviyorum kendi yaptıklarımda.
Filmlerinizde ekip arkadaşlarınız kimlerden oluşuyor? Belirli isimlerle mi çalışıyorsunuz? Ekip arkadaşı seçimlerinizi neler etkiliyor?
Şu ana kadar ekip arkadaşlarım hep sınıf arkadaşlarımdı, ama ekip arkadaşı seçiminden bahsedersek; bir ekipte olacak insanlar için en önemli kriterler iletişime açık olup doğru iletişim kurmayı bilmeleri ve fikirlerini sesli bir şekilde dile getirebilmeleridir bence.
Kimler ya da neler size ilham veriyor? Favori, en sevdiğiniz animasyon filmler?
Eskiden çoğunlukla ana akım animasyon sinemasına hakimdim; Disney, Dreamworks vesaire tanıdığım sevdiğim, isim isim sayabileceğim animatörler veya filmmakerlar yoktu ve ufkum bu stüdyoların yaptıkları kadardı, ama üniversiteye girdikten sonra bağımsız filmmakerlar görmeye, onların yaptıkları işlere hayran olmaya başladım ve kocaman bir olasılıklar dünyası açılmış oldu.
Aslında spesifik bir isimden ziyade benim için bir filmi yaparken ortaya çıkan ruh ve ekibin enerjisi inanılmaz bir ilham kaynağı oluyor. Mesela “ben galiba animasyon ile alakalı bir şey yapmak istiyorum” dediğim an, bir Pixar belgeselinde bütün ekibin bitirdikleri filmi izleyip duygusal bi şekilde birbirlerine sarılmalarını gördüğüm andı. Bu tip kolektif çalışma ortamları beni çok besliyor, başkalarının hikayeleri de bir o kadar ilham veriyor.
Bütün bunların yanında en sevdiğim film, küçükken onu izleyerek büyüdüğüm için Ratatouille’dir kesimlikle. Ne zaman izlesem o aynı tanıdık his (burada da müziğin oynadığı rol neredeyse yüzde ellidir diyebilirim benim için).
Kadın olmanızın animasyon alanında size eksi ve artıları oldu mu? Olduysa neler?
Açıkçası henüz okuldan çıkıp endüstriye tam olarak adım atmadığım için kadın olmanın negatif taraflarını birinci elden yaşadığımı söyleyemeyeceğim, her ne kadar çevremden gözlemlemiş olsam da. Ama bir pozitif yani için şöyle diyebiliriz bence, animasyon sektöründe çok fazla kadın var ve bu kadar kadınla bir arada olmak, birlikte iş yapmak her zaman çok güven veren bir şey. Animasyonu cıvıl cıvıl yapan bir unsur bence kadın popülasyonunun yoğunluğu. Bütün bunların yanında her alanda olduğu gibi bir yerlere gelmemiz, ciddiye alınmamız için daha çok çaba sarf etmemiz gerekiyor, zaten bu platformun amacı da tam olarak bununla mücadele etmek.
Animasyon için gerekli gördüğünüz altyapı sinema mı, grafik tasarım mı? Ya da ne? Sizce animasyon eğitiminin olmazsa olmazları neler?
Bence kişinin anlatacak bir hikayesi varsa, ufak eğitimlerle bu hikayeyi anlatmanın anahtar noktalarını öğrendiği an ortaya oldukça “okullu” birinden daha etkileyici bir şey koyabilir. Yani gelenksel bir üniversite eğitiminin dışında kalan bir süreç de yaşanabilir, çok da güzel sonuçlar doğurur. Bana göre asıl mühim altyapı animasyona ve onu üretmeye, hikayeni anlatmaya olan sevgi veya açlık, ihtiyaçtır. Geri kalan şeyler tekniktir ve pratikle, doğru ekip arkadaşlarıyla en güzel şekilde çözülür diye düşünüyorum 🙂
Türkiye’de animasyon sektörü var mı? Sektör ya da ortamın geçmişi ve bugününü nasıl değerlendiriyorsunuz? Farklar ya da ilerleme oldu mu?
Türkiye’deki sektörün gün geçtikçe daha somut bir form aldığını ve gelişme hızının arttığını hissediyorum. Geçmişten günümüze teknolojinin de getirdiği imkanlar ve başka ülkelerdeki insanlara, ilhamlara erişilebilirliğin artmasıyla büyük bir ilerleme tabi ki mevcut.
Türkiye ve dünyada animasyon geleceğinde neler bekliyorsunuz?
Ben kendime kurduğum atmosferde çok algılayamasam da, çevremdeki insanların hepsi animasyonu ciddi bir müessese olarak görse de; çok daha farklı insanlarla konuştuğumda animasyonu hala bir medyum, bir hikaye anlatı aracından ziyade bir film türü, çocuklara yönelik bir genre olarak gören ve animasyon olan herhangi bir şeyle interaksiyona geçmeyi reddeden çok fazla insan, var özellikle Türkiye’de. Bu olgunun kırılmasını çok istiyorum ve bunun için animasyon dünyasına ilgi duymaya başlayan insanların çeşitliliğini gördükçe umudum artıyor.